27 Aralık 2006

bugün

bücür bey delirdi. oyun grubundan sonra anneanneyi ziyarete gidelim dedik. bugün evimde temizlik var ve bende bu zamanlarda evde olmaktan nefret ederim. çalıştığım dönemden kalma bir alışkanlıktır. temizlikçi kadın da yalnız kaldığı için çok mutlu olur ve daha iyi temizler ( ya da bana öyle gelir) . bu ziyaretlerimizde bücür beyimiz hep arabada uyur ve anneanneye geldiğimizde uyumaya devam eder. ancak bugün bu olmadı. eve girer girmez uyandı ve adam ilk defa tüm gün uyamadan ayakta kaldı. ne yaptıysak uyutamadık. e hal böyle olunca tüm gün sersem sebelek dolaştı. vukuatları : bir tabak ve bir bardak kırdı, bilgisayarin önündeki döner sandalyeden aşağıya uçtu, dolapları açtı ve dikiş kutusunu aşağıya cekmeye çalıştı( anneanne havada yakaladı), buzdolabı 30 kere açıldı, 31.de raflarını tırmanmaya çalışırken düştü, çekmecedeki tüm kaşıklar çatalları toplayıp oyuncak yaptı, orta masayı cd kalemiyle çizdi( anneanne nasıl çıkaracağım diye şimdi kara kara düşünüyor) yani anlayacağınız o sersem sersem dolaşıyorken bizim de haşatımız çıktı. nerden buluyor bu çocuklar bu enerjiyi..

su blogspot..

daha sık yazmaya baslayinca şu blogspot olayını biraz kurcaliyayim dedim. ilk olarak arka planı degistirdim ve bircok bilgi de beraberinde uctu. onlari tekrar yerine koyana kadar epey ugrastim. oysa bu bilgisayar konusunda cok tecrübesiz de sayılmam. farkettim ki insan uzun süre profesyonel olarak ayrı kalınca çok seyi unutuyormuş. bir türlü su resim olayini profile eklemeyi, counteri, linklerin farklı sayfada acmayi beceremedim. profilimde görünen resim bazı başka web sayfalarında görünmüyor. anlamadım gitti bu işi. bazı bloglarda o kadar guzel yorumlar görüyorum, cok hoşuma gidiyor.ben ise da resim eklemeyi bile tam olarak başaramadim... neyse denemeye devam !!

26 Aralık 2006

oyun grubumuz..

ilk başlarda gitmemek için çok savaş verdi. her gittiğimizde ona rüşvet vermek zorunda kalıyordum. bir süre içeriye geçip oynuyor, beni görmeyince başlıyordu ağlamaya. susturmak imkansızdı. şimdiye kadar girdiği her ortamda çok rahat olan ve genelde beni unutan çocuk beni bırakmaz olmuştu. bundan dolayı bir süre ara verdik. o dönemde çok üzülmüştüm. bana bu denli çok düşkün olması beni çok düşündürmüştü. ona artık yetmediğimi düşündüğüm için bu beni rahatsız etmişti. ona daha fazla birşeyler veremedigimi hissediyordum. yuva onun için yaşıtlarıyla birlikte olabileceği farklı bir ortam olacaktı.
yaklaşık 1.5 ay önce yeniden denemeye karar verdik. ilk başlarda mızmızlansa da bu defa ağlamadı. 2-3 gidişten sonra koşarak içeri girmeye başladı. hatta öğretmenin boynuna bile sarılmaya başladı. ve ben mutlu olmak yerine ne hissettim sizce ? kıskançlık ! bana bu denli düşkün olan bücür bey artık kendi yoluna gidiyor. ne nankör bu dünya .....

hastalık..

oğlum ekim başından bu yana devamlı hasta. ara ara toparlanır gibi oluyor. sonra bir bakıyorsun yine burun tıkalı, öksürüyor. yavrumun burnu yara içinde. bu seneye kadar bir kere ortakulak iltihabı dışında bir hastalık geçirmemiştik. etrafıma bakıyorum. tüm bebişler aynı şekilde. hasta olduğu için de korkunç huysuz ve gariptir ki çok hareketli oluyor. sanırım ilaçlar onda ters etki yapıyor. ve dolayısıyla bende tüm sabır eriyip gidiyor. adam nerdeyse düz duvara tırmanacak :) ben de onunla birlikte.. :(

24 Aralık 2006

sihirli bir değnek istiyorum...

evet.. bir sihirli değneğim olsa da pof diye şu lanet olası ağırlığımdan kurtulsam. nerdeyse 2 aydir buraya yazamadım. oysa bu tembellikten kurtulmama yardımcı olacaktı bu blog işi. içimdeki sıkıntıyı buraya dökerek kurtulacaktim bu şeyden.. ama bunu da başaramadım..

neyi başarıyorum ki artık ?! basit ve cahil ev kadınları gibi tüm gün tv seyrediyorum. devamli yiyorum. korkunç kilo aldım. kimseyle görüşmüyor ve aramiyorum. ve çok kötü bir anne oldum. çocuğumla gerektiği kadar ilgilenmiyorum. ona her fırsatta bağırıyorum ve o yüzden kendimden NEFRET ediyorum. her saçma şeyde ağliyorum. bu depresyondan çıkmak için ne yapmaliyim bilmiyorum. gitmek istiyorum. kaybolup gitmek. yalnız kalmak.

oğlum için yaptığım tek iyi şey onu oyun grubuna devam ettirmek oldu. orda en azından mutlu olduğunu düşünüyorum. onun orda olduğu o boş iki saatte bile koşa koşa eve geliyorum. ve yine tv karşısına oturuyorum.

birçok blog takip ediyorum. ve çok özeniyorum. çalışan çocuklu kadınlar, çalışmayan çocuklu kadınlar.. benim dışında herkes bir faaliyet içinde. çalışıyorlar, çocuk var. ama yine de "günlere" bile gidebiliyorlar. çalışmıyorlar, çocuk var. ama yine de hobi edinmiş çoğu.. evet çok kıskanıyorum bu insanları.