28 Mart 2007

şimdi 2.sobem..



nihan çocuklarımız için vazgeçemediklerimizi sormuş. işte bunlar :
- atımızdan daha önce bahsetmiştim. bu at olmadan asla uyumuyor. bundan dolayı bu ata gözümüz gibi bakıyoruz.

- aslında ona tüm hevesli yeni anneler gibi şu pahalı " dört çeker" dedikleri türden bir puset almıştım. ama evimin 4. katta oluşunu ve de asansörümüzün olmayışını unutmuşum tabii.. oglum 9 aylik iken imdadima işte bu puset yetişti. tümüyle tesadüfi olarak toysrus da denk geldim ve sadece 30 mio'a aldım. korkunç hafif ve inanılmaz sağlam çıktı.

- ilk heveslerimden biriydi yine bu ana kucagi. ancak diğerlerinin aksine bu çok işime yaradı. ayaklanıp emeklemeye başlayana kadar burda oturdu. arabada kullandık. yemegini burda yedirdim. yanıma koltuga koyuyordum bıcır bıcır biseyler soyluyordu :)

- bu tulumu aslında yeni keşfettim, ama vazgeçilmez oldu. tüm çocuklar gibi bücür beyin de yorgana karşı alerjisi var.

- dogumundan itibaren doktorumuz bize sebamed tavsiye etmişti. uzunca bir süre bu ürünü kullandık. sonra diş çıkarmalar başladı ve korkunç bir pişik. yara içinde kaldı çocuk. hic birsey fayda etmedi. ne bübchen ne nivea be bepanthene ne de doktırun verdigi melhemler. en sonunda bir de popolin deneyelim dedik. valla mucize gibiydi. 2 günde toparlandı bebişim. o günden bu yana bu da vazgeçilmezlerimizin başında geliyor.

- ve ıslak mendil. allah razı olsun bunu keşfedenlerden :)

bunların dısında mama sandalyesi ( mothercareden bir tane almıştık. 3 ay kadar oturdu. sonra kendi kendine kalkmaya başlayınca biz de masaya takılan bir sanalye aldık. ama o da yeterli gelmedi. mutlaka sandalyeye oturmak istedi) sterilizatör, gögüs pompası ( ki bunu almaması konusunda kocama defalarca söz söylesem de yeterli olmadı) en az kullandıgım ürünler oldu.

24 Mart 2007

hayalim...


bugün nette ahşap oyuncaklar ile ilgili sitelere bakınırken şu siteye denk geldim. egitim aracları, oyuncak, mobilya haricinde bu adamlar hazır ahşap evler satıyorlar. şu eve bakın. hayatım boyunca hep bunu istemiştir. hatta şu sıralar daha çok. deniz kenarında ufak bir arsa. üstünde ise boyle bir ev. mis gibi temiz hava. bahcende yetisen agaclar, sebzeler, meyveler, çicekler. komşu ve apartman denilen illetten uzak. gerçi evler çok küçük ve kış için elbette uygun degil ama ya yaz için. hayatını bahçede geçirecegin için ne önemi var, degil mi? fiyatları da çok uygun. yakın çevrelerde arsa bakmaya başlasam hiç fena olmayacak.

2. sobem..

nihan ın sobesini daha sonra resimlerle cevaplayacagim. ( bu arada link vermeyi ogrendim saolsun nihan :) ) resimleri tamamlamam gerek.

sobelerim..

çiceklibahçe beni sobelemiş. vazgeçilmezlerim bakalım nelermiş :

- tabii ki oğlum.. o olmasaydı şu an hangi işyerinde hangi büyük bunalımı geçiriyor olurdum bilmiyorum. ama o benim ve aslında tüm ailemin hayatına çok güzel taze bir soluk getirdi.

- annem ve kardeşlerim.( kocam alınmasın üstüne ama annem herşeyden önce gelir.)

- kocam olsun bari :)

- kitaplarım. ilkokul 3 sınıftan bu yana deliler gibi okurum. gerci bücür beyin gelmesi bu biraz yavaşladı ise de hala devam ediyor. etrafımdaki kitaplarım beni rahatlatır.

- her türlü hamur işleri.. aslında hiç ama hiç yememem gerekse de çok seviyorum. hele kürt böreğini. hmmm.. canım çekti şimdi:)

- üzüm. özellikle de yeşil üzüm. hastasıyım. bir oturuşta kilolarca yiyebilirim.

- internet ve tabii ki blog dünyası.

- veeeee dondurma.. yaz kış demeden yerim.

- unutmadan digitürk ve cnbce dizileri. hastalık oldu resmen.

ah şu hastalıklar...

oğlum yine hasta. aslında 1 - 1,5 aydır iyiydi. oh demiştim. nihayet toaprlandı biraz. ama pazar günü aniden burnu akmaya ve öksürmeye başladı. o kadar çok ilerledi ki burnu yara oldu ve öksürmekten de kusmaya başladı. maalesef yine antibiyotiğe başlamak zorunda kaldı. neyse ki 3-4 günde toparlandı. e hal böyle olunca tabii blog yine ihmal edildi.

17 Mart 2007

sobelenmişim ..

yine ne uzun bi ara vermişim .. farkında bile değilim. bu hafta neti bile açamadım, degil ki bloga birseyler yazmak.. nedense keyfim yoktu. kitap okumayı ve örgü örmeyi tercih ettim..sanırım yaşlanıyorum ben :) bu akşam da bloglarımı okuyarak geçirdim. umarım yarın da uzun uzun yazarım.. öncelikle sobelerimi:)

8 Mart 2007

klozet keyfimiz :)


bugün 29 ayımıza girdik. ancak tuvalet konusunda ilerleyemiyoruz. hatta geriliyoruz. geçtiğimiz yaz ortasında denemeye başladık. ilk başlarda korkmuştu. oturmak istemedi. ağladı. sonra ilgisini çekti ve hatta daha rahat kaka yaptığını anlayınca oturmak istedi. çişi değil ama kaka geldiğinde koşa koşa haber veriyordu. sonra ne olduysa yine vazgeçti. yine istemiyor. şimdi de yeniden alışsın diye her türlü şaklabanlığa başvuruyorum. adamın önüne oyuncaklar, ayaklarının altına tabure koyuyorum. şarkılar türküler söylüyorum. ama yine de olmuyor. bu işi nasıl çözeceğim bilmiyorum.

2 Mart 2007

işte bu :)


Ayçicegi geçenlerde oğlunun vazgeçemedigi pelüş oyuncaklarından bahsedince aklıma geldi. benim bücürün de var böyle minik bir atı. aslında bu dönencesinin bir parcasıydı. adam 7 aylıktan itibaren yatagının icinde fır döndüğü için dönencesi de sağlam kalmadı tabii. bir gün ogle uykusundan kalktıgında bir de baktım ki komple dönencesini aşağıya çekmiş, bıcır bıcır oynuyor. bunu da çıkarmış burnuna sürtüyor. o günden bu yana bu at olmadan asla uyumaz. allah bu ata sabır versin :) başına neler geliyor neler :)