17 Kasım 2007

tuhaf insanlar...




şu son dönemlerde insanlar mı ciddi anlamda tuhaf davranmaya başladı yoksa bana mı öyle geliyor anlayamadım. ama özellikle trafikte krizlere giriyorum artık. sakin kalamıyorum.
7 senedir araba kullanıyorum. en baştan bu yana dar alana parketme dışında hiç acemiliğim olmadı, ki bunu da birkaç ay içinde çözmüştüm. yine de ben çok iyiyim diyemem veya öyle de davranmam.

ancak şu sıralar ehliyeti alır almaz deli gibi araba kullanan insanlarla doluyor bu şehir. hele ki - ben de onlardan biri olmama rağmen - kadın soförler çok daha tehlikeli olmaya başladılar. ya çok acemice kullanıyorlar ya da çok tecrübeli gibi. ha bir de yaşlı insanlar var. işte onları hiç kestiremiyorsunuz. etraflarına bakmıyorlar, daha doğrusu bakamıyorlar, ya da tecrübelerindenden dolayı çok küstah oluyorlar. bugün her iki cins ile anekdot gibi iki olay yaşadım. hem de 45 dakika içinde.

önce sahil yolunda bir dedemizle kavga ettik. bakırköy sahil yolunu bilirsiniz. zaten daracık olan yol bir de garip virajlarla doludur. sağ şerit de deniz keyfi yapan arkadaşlar içindir. geze geze 30 la giderler. ben de böyle birini sollayarak geçiyorum, ama virajdan dolayı çok da hızlı gidemiyorum.. birden arkamda inanılmaz bir korna sesi, selektörler, el kol hareketleri, bağrış çağrış bir dede. yolundan çekilmeliymişim ! nereye gideceksem ! sağımda zaten araba var ve viraj dönüyorum ! ben o arabayı sollayana kadar böyle devam etti. geçerken de bir güzel küfür etti. üstelik arabada annem ve de oğlum vardı. bu dedemizi allaha havale ettik. ama biraz sonra daha da komik bir durum yaşayacagımızı bilemezdik..

unkapanından taksime doğru ilerliyoruz .arkamda garip bir şekilde araba kullanan bir hatun. sürekli şerit değiştirip durdu ama trafik yogun oldugu için yaptığı bu hareketlerin hiç bir anlamı olmuyordu. en sonunda benim arkama geldi ve resmen dayandı. o kadar yakın gidiyor ki ben panik olmaya başladım. sonuçta oğlum arkada oturuyor. bu arada tarlabaşı bulvarını bilirsiniz. ışıklardan dolayı sürekli durmak zorunda kalırsınız. o ışıklardan birinde bu hatun yanımıza yanaştı ve camı indirmemizi işaret etti. inanmayacaksınız ama bana şunu dedi :" frene basarken lütfen arka aynanıza bakın. nerdeyse size çarpıyordum. hani benim için değil. sizin iyiliğiniz için söylüyorum ". bak bak bir de beni düşünüyormuş !! ne kadar iyi niyetli aslında ! annemin ve benim ağzım açık kaldı. maalesef o anda yeşil yandı. ya bu ne biçim iştir. bu insanlara ehliyet verirken hiç mi kural kanun öğretmiyorlar. bu insanlar, arkadan çarpmada -sebep ne olursa olsun- çarpan arabanın %100 suçlu olduğunu nasıl bilmezler. herşey bir yana, önündeki araba ile belirli bir mesafe koruması gerektiğini hiç mi söylemediler. bilinmesi gereken en standart kuralları bile bilmeyen sürücülerle dolu bu şehir. allah hepimizi korusun.

12 Kasım 2007

telaşlar ...

Yine uzunca bir ara verdik. Biraz mecburiyetten, biraz tembellikten oldu bu ara.

Yine hastalıkla uğraştık, hem evde hem yuvada doğumgünü kutladık, işler çok yoğunlaştı derken zaman korkunç bir şekilde hızla aktı gitti. Bu zamanın elimizden kayıp gitmesi zaten başlı başına bir konu. Oğlumun doğduğundan bu yana geçirdiği evreleri izlemek, benim ve etrafımdaki insanların geçirdiği değişimleri görmek beni hem üzüyor hem sevindiriyor. Öyle yüce bir devinim ki bu hayat , düşündükçe ürperiyorum. Bizler yaşlandıkça küçükler büyüyor. Bizler unutuyoruz, onlar öğreniyor. Bizler küçülüyoruz ve ölüme daha çok yaklaşıyoruz, onlar gelişiyor. Bayrak yarışında gibiyiz. Neyse bu çok derin bir konu. Daldıkça çıkamıyorum : (

Maalesef gecen haftayı yine hasta geçirdik. Bu defa da ortakulak iltihabi geçirdi. 2 gece boyunca ağladı bebeğim. Onu öyle acı çekerken görmek ve bir şey yapamamak beni kahretti. Şu son 1,5 ay içinde sırasıyla idrar yolu iltihabı, kanda enfeksiyon, bronşit ve orta kulak iltihabı geçirdi. Burnu sürekli tıkalı veya akıyor. Ara ara azalsa da sürekli öksürük var. Her türlü doktora gittik. Her defasında farklı ilaçlar haricinde bir yardımları olmadı. Sanırım eni konu genizeti alınacak.

Bu arada 7/11 da bebeğimin doğumgünü vardı. O artik 3 yaşında minik bir adam:) Hafta içi olunca yapamadık. Cumartesi kendi aramızda ufak bir kutlama yapalım dedik. Ailem ve bir arkadaşım haricinde de kimse yoktu. Bu aile ici kutlamaları nedense oğlum için çok yorucu oluyor. Hele ki hiç sigara içilmeyen ortamda sigara da içilirse mahvoluyor. Evet maalesef bir aile büyüğümüz çocuk hasta olduğu ve uyardığımız halde içti. Tekrarladığımızda da bozuldu ?! neden bazı yaşlı insanlar bu kadar egoist ve saygısız oluyorlar anlamıyorum. Bu sebepten dolayı bundan böyle sadece yuvada ya da arkadaşlarıyla kutlama yapmaya karar verdim.




Dün de yuvada ufak bir kutlama yaptık. Her biri birbirinden güzeldiler. Bayıldım. Birlikte şark söylediler. Dans ettiler. Benim bücürün - evde bize göstermese de- orda herşeye uyum sağladığını gördüm. Biz evde ona sorduğumuzda kesinlikle şarkı falan söylemiyor ya da yaptıklarını anlatmıyor. Ben de bir yerde okumuştum, ona yuvada ne yaptın diye sürekli sormayın diyordu. O ne zaman isterse anlatır. Biz de sabırla bu zamanı bekliyoruz: )




bu arada mimit ( Ümit :) ) teyzemize burdan teşekkür ediyoruz. bu güzel pastaları hazırladığı ve bu denli sabır gösterdiği için. öpüldün :)