16 Ekim 2007

karamsarlığımın sebepleri..

şu günlerde yine herşey tersine akıyormuş gibi geliyor. inanılmaz üzücü haberler okuyorum.. oğlum berbat hasta.. ben aynı şekilde.. işte henüz düzenimi oturtamadim. oysa daha şurda 3 gün önce şükretmem gerektiğini kendime telkin etmeye çalışıyordum.. ne dengesizim değil mi..

geçtiğimiz haftayı doktorlarda ve hastanelerde geçirdik. hele ki bir acil servis maceramız varki katil olmadığıma şaşıyorum. evvel hafta bücür beyde başlamıştı yine burun akmaları ve hapşırık.. ben de önlem olarak peditus vermeye başladım. baktım ki yeterli gelmedi, medical park hastanesinde randevu aldım. bir kaç hafta önce yine acil pazar günü gitmek durumunda kalmıştık. memnun ayrılmıştık.. oldukça temiz, büyük ve modern görünüyordu.

özellikle sabah 9a randevu almıştım. hemen ertesinde oğluşu yuvaya bırakıp işe dönecektim.
hastaneye gittik. çocuk bölümünü gerçekten çok güzel yapmışlar. kocaman bir oyun alanı ve bir sürü oyuncak var. çocuğun gerçekten bekleme stresini yok ediyor. başladım beklemeye.
10 dk geçti. 20 dk geçti.
" yahu doktor nerde ?"
" bilemiyoruz. cebi kapalı" ?!
30 dk .. 40 dk..
bende sabır falan kalmadı. başladım yüksek sesle söylenmeye..
" özür dileriz. doktor hanım sezaryene girmiş. hemen geliyor"
-- nasıl yani. bu ne biçim iş. hatun ameliyata giriyor. kimsenin haberi yok. randevulu hastaların önemi yok. onlar da zaten salak !? sinir oldum ! ama tabii ki sadece ben. bücür bey kendine bir kız arkadaş buldu. keyifle oyun oynuyor.

neyse bu kadar bekledik biraz daha bekleyelim dedik. 5 dakika kadar sonra geldi hatun. şöyle bir muayene etti. boğazlarında hafif ! bir enfeksiyon var dedi. antibiyotik yazdı ve bizi gönderdi.
bu durumda yuvaya da gönderemezdim. mecbur anneanneye gitti. bu arada benim de yorgunluktan mı. yoksa ondan mı kaptım bilmiyorum sesim gitti.

ctesi onu almaya gittiğimde bir baktım ki çocuk ateşler içinde yanıyor. hemen ateş düşürücü verdik. geceyi de çok kötü geçirdik. pazar günü mecburen tekrar apar topar hastaneye gittik. çocukta oldu ateş 38.5. başka bir doktor geldi. bir telaş içinde çocugu döver gibi 2 dakikada muayene etti. adama çocugun nasıl bu noktaya geldiğini anlatmaya çalışırken adama telefon geldi ve herif çekti gitti.
ya sabır dedim. sanırım bu adamlar çok fazla E.R. seyrediyor. giderken de şöyle bir havaya kan tahlili yapacağız dedi ! bende tüm tüyler oldu diken. başladık yine beklemeye.. 10 dk geçti, 15 dk geçti. ya sabır ya sabır. yine söylenince hemşire hanım geldi. ama hemşirenin bu denli süslüsünden iş çıkmayacagını anlamam gerekirdi! hatun çocugu delik deşik etti. 3 yerden sapladı ve hatta bir noktada iğneyi derinin içinde oynattı. ben bağırıyorum. ama sesim çıkmıyor ki. çocuk ağlamaktan ve ateşten nerdeyse havale geçirecek. herkes etrafımıza toplandı. sonunda biraz kan aldı. ben de kaptığım gibi çocuğu eve götürdüm. tahlilleri 1 saat sonra alıp duruma göre ilaç yazacaktı.
3 saat sonra gittim ve tahlil hazır değildi. e alıştık artık. tekrar bağrındım. birden bire bir sonuç çıkıverdi ! doktor bey geldi. fiskos birşeyler konuştular. doktor bana döndü :
" kem küm.. kan pıhtılaşmış.. kem küm.. sadece bir değere bakabilmişiz.. kem küm.. o yüzden yeniden kan alacagız.. kem küm bir de boğaz kültürüne bakacağız.. kem küm.. siz çocugu geri getirin "!!!!!
işte orda kopmuşum.. sadece sesim kısık olmasına rağmen avazım çıktığı kadar bağırdığımı hatırlıyorum..
ertesi gün başka bir doktora götürdüm. kadın şok geçirdi. bu tarz testlerde parmak ucundan alınması yeterli olurdu dedi. mecburen parmak ucundan yeniden kan verdi bebeğim. ama bu defa anlamadı bile. 20 dakika sonra da sonuçları aldık. kanında enfeksiyon çıktı. boğazındaki enfeksiyon o kadar ilerlemiş ki kana karışmış. mecburen 3 gün boyunca antibiyotik iğne yedi :(
ağzı içi komple yara oldu. bir hafta boyunca ne yemek yedi. ne uykusunu alabildi. e beraberinde ben de tabii.
çocuk artık doktor ve hastane görmek istemiyor.

allah korusun ama bu çocugu çok daha ağır bir durumda götürseydim acaba ne yapacaklardı. bu hastane en fiyakalı özel hastanelerden. ama farkettim ki ha sigorta hastanesi ha özel hastane. bu ülkede hayatımız gerçekten pamuk ipliğine bağlı.