1 Ocak 2008

yine bir sene bitti...



insan yaşlandıkça dünya daha mı hızlı dönüyor bilmiyorum ama zaman uçup gidiyor. koca bir sene daha geçti. benim oğlum büyüdü, bıcır bıcır ötmeye başladı. hatta tuvalet işini de çözmüş gibiyiz:)
her geçen gün değişiyor ve yeni şeyler öğreniyor. zaman zaman onun tepkilerine şaşıyor, ürküyor, sinirleniyor ama yine de gurur duyuyorum. çünkü her fırsatta kendi karakterini ve kendi seçimlerini ortaya koyuyor artık. mesela odasında arabalarıyla oynuyoruz. heryer mini mini bir sürü araba kaynıyor. bu haldeyken elini puzzle'larına atıyor. ben de ona hayır diyorum, lütfen önce arabalarını topla. yoksa ikisiyle de adamakıllı oynayamıyorsun. dediğimi yapıyor ama inanılmaz kızgın bir yüz ifadesiyle. arabaları kafama fırlatırcasına sepetine atıyor :)
ya da teyzesi onu uyutmak için çaba harcıyor ve odasına gidiyor:
" can ben uyuyorum." diye onu çağırıyor.
" e ben de otuyom" diyor.
seçimlerini o kadar net belirtiyor ki ters tepki bile veremiyorsun. ben de kızarak değil de onu ikna etmeye uğraşarak istediklerimi elde etmeye çalışıyorum. zaman zaman bu ikna yöntemleri inanılmaz boyutlara geliyor. ona kızmamak için ya da sesimi yükseltmemek için savaş veriyorum ve kendime inanamıyorum. ben ne zaman bu kadar sabırlı oldum bilmiyorum :)
sanırım onunla beraber ben de büyüyorum, her gün yeni şeyler öğremiyorum, daha olgun bir anne oluyorum.
insanın kendini övmesi hoş degil, ama sanırım anneliğim hiç fena değil :) etrafımdaki yaşıtlarıyla benim bücürü karşılaştırdığım zaman o çok daha sakin, uysal, akıllı ve çok mutlu geliyor. birçok zamane çocuğun artık yapmadığı şeyleri yapıyor. mesela teşekkür ediyor, ya da seslendiğimiz zaman efedim diyor, hareketiyle acıttığı zaman gelip öpüyor, hatta özür bile diliyor. bunlar gibi - bana göre - saygının en temel özelliklerini bilmesi şimdiden öğrenmesi gelecekte de olgun bir çocuk olacağını gösteriyor. değil mi ?:)