16 Temmuz 2009

bahanem yok...

şu sıralar blog aleminde bir virüs dolaşıyor. domuz gribinden de beter.
bunun adı yazamama virüsü :) evet ben de bu virüsten nasibimi aldım:)

oysa ana oğul gezenti halimiz devam ediyor. havuz, deniz derken
günler geçiyor. hatta haftaya yüzme kursuna da başlayacak benim
keloğlan:)

ama değil yazmak, fotograf makinasindakileri bilgisayara yüklemek bile
içimden gelmiyor..

neyse bu sıralar feci şekilde dilimiz de uzadı. öyle cevaplar veriyor ki,
tepki bile veremiyoruz. mesela :

çekirdek aile arabada. uzak bir yerlerden geliyoruz. ancak trafikte
çok sıkılmış durumdayız. can her zamanki gibi dır dır vır vır hiç
durmadan konuşuyor.
baba : of cano ya, sus oğlum biraz. valla kafam şişti.
can anında cevabı yapıştırır: sana ne baba sana ne !!! ben istediğim
zaman geveze olurum. istediğim zaman susarım , tamam mı !
anne baba önce ciddi olmaya çalışır , sonra dayanamayıp kahkahayla
güler:)

her zamanki yoğun konuşma anlarımızdan birindeyiz. sanırım
55. kez anne diyor.
anne : can yeter yahu , artık anne kelimesini duymak istemiyorum.
can : ne yani ? baba mı desem sana ? daha mı iyi olur ?
anne : !!::))

sabah uyanır uyanmaz yastığını kaptığı gibi yanımıza gelir.
yine böyle bir sabah geldi yattı yanıma. yatak odasındaki
tvyi kastederek :
can : anne biraz izgi film izleyebilir miyim ?
anne anlamamazlıktan gelerek : olmaş, yanımda kal.
can : neden anne. izlemeliyim.
anne : ama yanımda kalmalısın.
can : ALLAH ALLAH burda seyredicem diyorum ya.
anlamıyor musun?!
anne : haaa :)))

günlük bir çikolatasını yedikten sonra ikincisi için ikna çabasında..
anne : olmaz . sabah yedin. yarın yersin.
can : of anne. hah bugün yemişim hah yarın. ne farkeder ?
hem anneler çocukların istediklerini yapmaz mı ? istediklerini
vermez mi ? almaz mı anneler ? hıı?
bu kadar edebiyat karşısında anne de pes eder:)


dip notu: çok çok alakasız olacak. ama bir olaya çok uyuz oluyorum. malum
mevsim dondurma mevsimi. her dışarıya çıkışımızda mutlaka bir tane
yiyoruz. ben de salak anne olarak her defasında ufak bakkallardan almaya
çalışıyorum. küçük de olsa onlara bu şekilde destek olmaya çalışıyorum.
ama adamlar küçük meblağlar diye dikkate bile almıyorlar. çocuk seçene
kadar dolabı açmıyorlar. can da özellikle kendi almak istiyor. açınca da
hemen kapatmak istiyorlar. hatta bir keresinde çocuğun elini sıkıştırdı
densizin biri. yahu aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz demiş büyüklerimiz.
yanlış mı biliyorum ? ben de artık marketten alıyorum.