25 Temmuz 2008

tatilcikler..

maalesef bu sene tatilimiz hiç de planladığımız gibi geçmiyor. mayıs ayında bozcaada taraflarında 1 aylığına yazlık bakmıştık. bir arkadaşımın akrabasına ait bir yazlıkda ağustos ayı için de anlaşmıştık. ancak adam bize son dakika gol attı ve haziran sonunda başkasına verdiğini açıkladı! e babamız da tabii tailini bu duruma göre ayarlamış ve ağustos sonuna ayarlamıştı.

özellikle bu yazı da oğlumla doyasıya bir tatil yapalım diye ne hayaller kurmuştum. kışa doğru da kendimi yine iş aramaya adayacaktım. maalesef tüm planlar altüst oldu :(

bu tarihten sonra da uygun bir yer bulamadık. ya çok pahalıydı ya da hoşumuza gitmedi. şimdi ağustos sonunda babamızla 1 haftalığına çanakkale taraflarına gidelim diyoruz. ama o zamana kadar da kısa kısa can bey ile yakın çevrelerde "tatilcikler" yapıyoruz.

ilk kaçamağımız 4 günlüğüne büyük teyzeminizin yazlığı oldu.. bu yolculuk aynı zamanda ilk uzun süreli otobüs yolculuğumuzdu. korktuğum başıma geldi ve kesinlikle sakin durmadı. otobüsün arka kısmının da boş olmasının verdiği avantaj ve anneannenin herşeye evet demesi ile iyice zivanadan çıktı. koltuktan koltuğa geçti. daha uzun süreli otobüs yolculuğunu şimdilik rafa kaldırmam gerekiyor sanırım. bir de otobüste çok komik ötesi insancıklar vardı. 30 yaşlarında bir hatun alt tarafı 1,5 saatlik yola gidiyor ama koltuğunu nerdeyse annemin kucağına kadar indirip keyif yapıyordu. bir de evindeki yatağına yatar gibi elini kafasının arkasına koymuştu !! annem sıkıştığı gibi gelen çayı da içemedi. hem suçlu hem de güçlü tavırlarıyla bir de o öyle yatmak istiyormuş demez mi !! e annem de en sonunda patladı ve bir güzel kadını fırçaladı.



yazlık silivri sonrası yeniçiftlikte denize sıfır bir sitede . kendi halinde yeşillikler içinde. ortasında havuzu da var. denizi ise çocuklar için ideal. temiz ve sığ. kumsalı da site tarafından sürekli temizleniyor. geçtiğimiz sene burdayken can nedense bu denizden ürkmüş, denize girmemişti. o dönemde hafif yosun vardı, sanırım ondan korktu. bu sene ise çok güzel bir süpriz yaptı ve denizden çıkmadı :)) üstelik simidiyle tek başına yüzdü. kucağa gelmek istemedi. hatta sonradan yuvadan öğrendiğini düşündüğümüz bir şarkı eşliğinde kurbağalama yarış bile yaptı !







programımız sanırım tüm tatildeki aileler gibi şöyleydi :



7.30 asker kalk
9,00 kahvaltı
10.00 bahçede frezbee oynama
10.30 denize hazırlık ve koca koca çanta ve malzemelere sahile iniş
12.30 kavga dövüş geriye dönüş
13.00 öğle yemeği ve yine kavga dövüş öğle uykusu
15.30-16.00 uykudan kalkış ve 10.30da başlayan programın aynısı :)

a bir de her akşam saat 8de bahçe sulama. beraberinde de bizi:))


bebekliğinden bu yana düzenli olarak buraya geldiği için tüm komşular ve özellikle de genç kızlar can'ı tanır. özellikle genç kızlar diyorum, çünkü onlarla nedense çok iyi anlaşır ve istediği herşeyi onlara yaptırır. geçen sene başında bir tane hilal ablamız vardı. 17 yaşlarında çok güzel bir ablaydı. onun kucağından inmemiş, hatta ona sürekli hayran hayran bakmıştı. ordan ayrılırken süzülmüş ve hatt ağlamıştı ! sanırım aşık olmuştu :) bu sene de ablamız ordaydı. ama bir farkla bizim oğlan artık 2,5 yaşında değil, tam 3 yaş 8 aylık olmuştu !! herkese ben büyüdüm artık diye dolaştığı için ablanın onu kucağına almasını gururuna yediremedi :))) ve sessizce ona şöyle dedi :" ben büyüküm artık. lütfen beni kucağından indil."

e tabii onu kucağına alan bir kızla nasıl flört edebilirdi ki:))



son dönemde yorumları zaten bizi öldürüyor. öyle güzel cümleler kuruyor ki şaşıp kalıyoruz. mesela bu 4 günlük kaçamağı beyimiz tatil olarak kabul etmedi :

anne : oğlum şunu yesene . neden mızmızlık yapıyorsun?
can : of anne.
anne : can bey , böyle huysuzluk yapacaksan seni bir daha tatile götürmem. ( zaten herseyimiz şu sıralar maalesef tehdit üzerine kurulu.)

can : bulası tatil degil ki..
anne : nasıl yani?
can: e değil. bulası teyzenin evi. tatil değil :)

ıhhhhh annneee yoşun vallll....



ben de bir deniz hastası olarak onun da denizi sevmesi çok hoşuma gidiyor. en önemlisi de bir iki günü içinde yüzme konusunda bu denli ilerlemesi ve cesaretlenmesi oldu. gelecekte hangi spor dalına yöneltilmesi konusunda bir fikir edinmiş oldum. beni o şekilde yönlendiren bir annem ve babam olmadığı için onun bir spor dalında ilerlemesini mutlaka sağlamak istiyorum. sporun insan hayatında müthiş olumlu bir disiplin sağladığına inanıyorum.

ancak güneş gerçekten ürkütücü boyutta. 50 faktör güneş kremi ve öğlen saatlerinde güneş altında olmamamıza rağmen simsiyah olduk. gerçekten dikkatli olmak gerekiyor.

sonrasında bir kumbağ faciası var. arkası yarın :)


not : bu yazıyı hazırlarken bomba olayını duydum ve kahroldum.. allah onlara sabır versin:(