12 Kasım 2008

4...

39 rakamının yanında 4 ne kadar masum kaldı değil mi :)


o daha minicik bir varlık ve masum ve enerji dolu ve umutlu ve en önemlisi de mutlu...


ona sahip olduğum için ben de çoook mutluyum..


gelelim 3 gün 3 gece süren kutlamaların detaylarına:)


7.11 da ilk yuvada kutladık. geçen sene de orda kutlamıştık ve bu bir sene içinde sadece benim oğlumun değil, diğer çocukların da ne kadar çok büyüdüğünü ve olgunlaştıklarını görmek beni cidden şaşırttı. geçen sene biz orda olduğumuz için ağlayan kız mesela, bu defa bize laf yetiştirdi:) hepsi daha rahat ve daha uyum sağlamış gibiydiler. geçen sene hepsi yeni yuvaya başlamış, henüz anne babadan ayrı kalmaya alışmamış minicik kuzuydular. bu sene hepsini birer mini koyun olarak gördüm :)) hem de besili koyunlar:) maşallah nerdeyse tümünde güzel bir göbek vardı. can'ın da iştahi ürkütücü şekilde arttı . bu durum geçenlerdeki arı sokması sonrası başladı. inanmak güç ama sevgili fikriminincegülü ve nihan'ın da bahsettiği gibi bu arı sokması sonrası böyle olurmuş. ben kendimi bildim bileli kilo ile uğraşan biri olarak onun böyle bir probleminin olmaması için elimden geleni yapacağım.

can gitmek için artık geçen senedeki kadar itiraz da etmiyor. geçen sene her sabah onu ikna etmem yarım saat sürerken, bu sene bu süre 5- 10 dakikaya indi :)


kutlama geçen seneki gibi sade geçti. bol bol şarkılar söylediler.. dans ettiler. bir sürü hediye aldı. hatta almaya o kadar çok alıştı ki, bitince " e başka yok mu" diye şikayet etti :) zamanenin doyumsuz çocukları..







2. kutlamayı cumartesi günü sadece çekirdek aile arasında yaptık. babası cumartesi akşamı 15 günlük bir seyahate gideceği için çok fazla detaya giremedik. ama elbette bu çekirdek aileye sadece anne ve baba değil, anneanne, teyze, dayı ve yenge de dahildi.:) maalesef çook koşuşturmalı bir günün ardından tümümüz ev kiyafetleri ile rezil bir halde olduğumuz için sadece ev yapımı pastasının resmini koyayım bari dedim :)

3. kutlama ise aslında benim kutlamamdı. yani benim arkadaşlarım ziyarete gelmişti. ancak biz yine birşey anlamadık. arkadaşımın yaşıtı oğlu ile bir dargın bir barışık oynamaya başlayınca onların peşinden koşmaktan başka birşey yapamadık. sürekli kavga ettiler, diğer çocuk can' a sürekli vurdu, kafasına birseyler attı, hatta etini kıvırarak nerdeyse morarttı. can ise onun daha küçük olduğunu bildiği için tepki vermedi. ama yavrum şu an tüm yüzünde ege'nin izlerini taşıyor.

böyle zamanlarda insan düşünmekten kendini alamıyor. kavgaların pek yaşanmadığını, vurma gibi eylemlerin kesinlikle olmadığını bildiğim bir ortamda büyüyen bir çocuk nasıl böyle saldırgan olur ???