30 Haziran 2009
26 Haziran 2009
minik dev adam...
25 Haziran 2009
kötü bir anne örneği...
sebebi de bu saç !
can maalesef saç kestirmeyi pek sevmeyen bir çocuk. zaten 2 yaşına kadar
berber kavramını da bilmiyordu. çok güzel kıvır kıvır saçları vardı.
ancak saçlar gözlerinin içine girmeye başlayınca mecburen kestirmiştik.
bu ilk ziyaretinde çok uysaldı ve kesinlikle ağlamamıştı. ne olduysa
bundan sonra oldu. bir daha adamı ağıtsız figansız saç kestirmeye
götüremedik. her berbere gidişimiz olay oldu !
yine son 1 aydır onu ikna etmeye çalışıyordum, uzun saçlarından dolayı
ne çok terlediğini ve sürekli hasta olduğunu anlatmaya çalıştım. ama
olmadı. rüşvet teklif ettim, gezmeye götürdüm, yalvardım, buna rağmen
tam 4 kez kuaförün kapısından geri döndük. sonunda anneannemizin
aldığı yeni bisikletiyle biraz ikna olur gibi oldu ve anneanne ile birlikte
şu ünlü oyuncak mağazasının içindeki çocuk kuaförüne gittiler.
dayanamayıp aradım ve güzel haberi aldım. kesinlikle kestirmiyormuş.
atladım gittim. "sakin olun!!" diyen tüm çocuk gelişim kitaplarını o an için
unuttum. adamı tıpkı bir koyun gibi kucağıma aldım.
etrafımdaki "mükemmel" annelerin bakışları altında kollarını tutup avazı
çıktığı kadar bağırmasına aldırmadan saçlarını makineyle kestirdim.
mağaza inledi! sümükler salyalar aktı. sinirden kendimi o kadar çok
kasmışım ki sol tarafım resmen uyuştu. bu hal yetmiyormuş gibi bir
de o "mükemmel" annelerin yorumlarını dinledim.
oğluma not :
evet oğlum , ben mükemmel bir anne değilim, zaman zaman sinirime
hakim olamıyorum. ama sen de bu annelik iyi niyetini son noktasına
kadar kullanıyorsun. kitaplar "hep iyi örnek olun" diye yazıyor.
özür diliyorum ben sana olamayacağım sanırım...
23 Haziran 2009
başlık bulamadım...
spor aletlerinde en güzel ne yapılır ?
tabii ki çekirdek yenir!!!!!!!
üstelik tüm çöpünü yüzsüzce yere atarak !!!
bu manzara sokağımızdaki parktan . aslında kadının
yüzünü kapamamalıyım. " WANTED" başlığıyla her
yerde ifşa etmeliyim !
şu memlekette en sinir olduğum olay bu, heryere
çöp atılması... her fırsatta insanları uyarmaktan
bıkkınlık geldi. ama hangi birine yetişebilir ki insan ?
oğlum da benim gibi bu konuda manyak oldu :)
biri yere birşey attı mı " anne, bak yere çöp attı" diye
bağıra bağıra söyleniyor, bazen de işe de yarıyor:)
bu sebeplerden dolayı güzelim memleketi
3. dünya ülkesi konumundan ileriye götüremiyoruz.
yazık....
film yıldızı...
17 Haziran 2009
tembel anneden oğluna mektup :)
11 Haziran 2009
gösteri maratonumuz...
tam bir maratondu. inanılmazı güç ama hangi gösteri 5 buçuk saat sürer??
bizimki sürdü. okulumuzdan genel anlamda çok memnunum, ama bu
olay çok garibime gitti. sadece ben değil, herkes söylendi. bu
durum aslında olayın güzelliğini de biraz gölgeledi. bir süre sonra zaten
büyükanne ve büyükbabalar gitti. kalan diğerlerimiz ise havasızlaktan
öldük. herşeye rağmen muhteşemdi. işte benim bücürüm...
önce hep birlikte koro şeklinde şarkı söylediler..
sonra kırmızı beyaz kostümleri ile ateş böceği şarkısıno söylediler.
poponu nasıl da güzel salladın dediğimde ise cevabı şu olmuştu:
"anne, ben popomu sallamak istemedim. ama göbeğim sallanmayınca
böyle oldu." :)
ali babanın çiftliğindeki en güzel karga kim ?:)
"neden karga oldun?" dedim.
" anne bilmiyor musun. ben siyah rengi çok severim." dedi.
en çılgın korsana ne demeli? :)
ama en güzeli de finaldi. çünkü aşkı ile çıkıp şiir okudu.
hep okurdum, duyardım. gösterilerde, hele ki bu ilk olacaksa,
10 Haziran 2009
fikrimühim ve selva makarna...
bir süre önce fikrimühim' den davet maili aldım ve siteye üye
olmaya karar verdim. ilk deneme kampanyam ise selva oldu.
aslında beni takip edenler bilir, mutfak konusunda feci
beceriksizimdir. ancak makarna sözkonusu olduğunda hayalgücüm
nedense iyi çalışır:) ailecek makarnayı çok sevdiğimiz içindir sanırım.
gerçi sevmeyen var mı ?:)
selva ile aslında bu kapmanya ile tanışmadım. ilk defa haftalar önce
bir markette ucuz gördüğüm için almıştım ve inanılmaz hoşuma
gitmişti. bana göre en önemli özelliği çok yumuşamaması ve güzel
bir dirilikte kalması oldu.
en çok severek yaptığım makarna tarifini denedim. gerçekten nefis oldu.
acemi şef de gördüğüm bu tarif bence sebze ve balık yemeyen çocuklu
aileler için de ideal. özellikle ton balığın kokusunu hiç sevmeyen biri olarak
bu tarif bana kurtarıcı gibi geliyor.
tarif burda..
gelen deneme kutusu ise cidden görülmeye değerdi. içinden beş
paket farklı şekillerde makarna ve de çok değişik tariflerin olduğu
bir yemek kitabı çıktı. kutu ise canın oyuncak kutusu oldu:)
blogların ciddi ağırlık kazandığı bir dönemde böyle bir tarz bir pazarlama
gerçekten çok akıllıca. fikrimühim ekibini de kutlamak gerek.
not : devamı gelecek :))
9 Haziran 2009
kriz varsa çaresi de var...
can : anne şurdaki büyük parka gidelim.
anne : ama araba babada . gidemeyiz.
can : o zaman otobüse binelim.
anne: aman cano . bu sıcakta otobüs de hiç çekilmez.
can : e dolmuşa ne dersin ?
anne : o da otobüs gibi kalabalık olur.
can : peki tren olmaz mı ?
anne : istasyon da uzakta. oraya kadar yürüyemezsin.
can : offf annne.. o zaman taksiyle gideriz biz de..
anne pes eder :)))
4 Haziran 2009
eskilerdeyim...
bilmiyorum .. sanırım geleceği bir türlü göremediğim için..
ee anılar demek onları hatırlatan şarkılar da demek ...
mesela şu ...
True colors - Cindy Lauper
buna bağlı olarak çok da tembelim :( herkesi okuyorum, ama yorum
yazamıyorum, hatta kendi bloguma bile...