21 Ocak 2008

pazar günü savaşlarımız...

oldum olası pazar günlerinden nefret etmişimdir. özellikle de saat 3ten sonra hiç çekilmez.. nedense ertesi günün stresini bir gün önceden hissetmeye başlarım. oysa şurda topu topu 2 gün tatilimiz vardır. bunun da yarım gününü iş günü öncesi bunalımı ile geçiririm. bunun etkisi mi yoksa hep beraber olmanın verdiği dayanılmaz hafifliğin etkisi midir bilmiyorum, ama pazar günlerimiz bizim kavga günlerimiz olmaya başladı. sadece karı koca kavgası da değil, anne cocuk kavgası, baba cocuk kavgası, anne baba cocuk kavgası şeklinde her türlü hal alıyor.

sabahtan başlar muhabbetlerimiz.


kocaya deriz ki "ya pazar günü de şöyle taze taze ekmek yiyelim, hadi fırından alıver". başlar söylenmeye " ya onun bir pazarı varmış, o dinlenmek istermiş. ne gerek varmış mış mış ".
bu defa da ben terslenirim " ya bir tek sen mi çalışıyorsun, o zaman sen gel kahvaltıyı hazırla vıdı vıdı".


böylece ilk kavgamızı savarız.


kahvaltı biter. hava güzel ise nereye gideceğiz kavgası başlar. ben isterim ki açık havaya gidelim, çocuk temiz hava alsın. o ise yeni alışveriş mekanlarını gezsin dolaşsın . genelde ben kazanırım ama bu defa da yol için beni yer bitirir. "neden bu yola sokmuşum onu, berbat trafik varmış, bilmediğimiz yerlere niye gidermişiz vıdı vıdı" .


çocuk uykusunu evde doya doya yaşasın diye erkenden döneriz. bu defa da can bey ile başlar kavgamız. eve dönmek istemez. dışarda laf dinlemez. uyku saatini aştığı an minik bir canavara dönüşür. evde de uyku uyumak istemez. başlarız üçümüz birbirimizi yemeye..


bitmedi.. beyimiz uykudan uyanır. tabii ki ters tarafından kalkmıştır. yemek yemez. oyuncaklarla oynamaz. en ufacık birşeye sinirlenir ve elinde ne varsa etrafına fırlatır. bu defa baba cocuk kavgası başlar. çünkü hedefi genelde babasının kafasıdır ve tutturur :)


nihai olarak da gece ile noktalanır. bu defa da çcocugu kim yatıracak dırdırı başlar. ama çcocuk ta bunun için her türlü desteği verir. kesinlikle pyjamasını giymez. çırılçıplak etrafta dolaşır. onu zaptedip giydirine kadar anne deli olur ve hatta onu artık sarsar.


en sonunda ne mi olur ? annedeki tüm haftanın sabırtaşı modu biter, sinir krizi geçirir, kendini balkona kapatır ve ağlar ağlar ağlar. baba mecburen çocuğu yatırır. çocuk suspus olmuş bir şekilde 5 dakika içinde uyur. baba da sesini çıkarmadan geceyi bitirir.

bir pazarımız da böylece bitmiştir. pztesi sabahı herkes mutlu mesut kendi yoluna gider.

son 15 gündür benim oğlum gitti, yerine başka bir çocuk geldi. onu tanıyamıyorum. terrible two gibi sanırım terrible three de geçiriyoruz. herşeye itiraz ediyor. dudak büküp onu istemiyom, bunu yemiyom, bunu yapmıycam deyip duruyor. sürekli bir negatif bir mod halinde. ben de sürekli içimden 10 a sayarak ya sabır diyorum. ama bu durum tüm enerjimi tüketiyor ve çok yoruluyorum.