30 Nisan 2008

kıskançlık ...mı ?

dün 7 senedir amerikada yaşayan ve tatil için istanbula gelen bir arkadaşımla buluştum. senede bir kere de olsa eski günleri anmak gerçekten iyi geliyor ama moral de bozuyor.



üniversiteyi kazandığımda annem tek şart koşmuştu. anneannem ile bir ev tutacaktı. istemeyerek de olsa kabul etmiştim, ama bir sene sonra ben dayanamayıp isyan bayrağını çekince annem de geri adım atmıştı. yalnız kalmak veya ev arkadaşları ile yaşamak istiyordum. birkaç ay yalnızlık iyi geldi, sonra yakınımdaki bir yurtta kalan bir sınıf arkadaşım yavaş yavaş yerleşmeye başladı. e beraberinde de onun oda arkadaşı olan başka biri. hiç tarzımda bir insan olmasa da kendini sevdirip bir şekilde kabul ettirdi. her ikisi çılgın, özgürlüğünü sonuna kadar kullanan iki tip, ben ise cici bici,fazlasıyla aklı başında, koca şişe dibi gözlüklere sahip inek bir öğrenci. e ikiye bir olunca onlara uymak zorunda kalıyordum ve ilk işleri beni o gözlüklerden kurtarmak olmuştu :)

haylazlığın her türlüsünü yaşadım onlarla. girmediğimiz disco, bar kalmadı. otostop çeken bir sürü arkadaş edindik. o zamanlar rahatlıkla yapabiliyorduk bunu, hiç kimse ile kötü bir anımız olmadı. sürekli gezdik dolaştık. evimiz ise öğrenci kahvesine dönmüştü resmen :)

ama bu tarz bir yaşam bana göre değildi. ben daha sakin bir yaşamı hep yeğledim ve yavaş yavaş onlara da bunu empoze etmeye çalıştım. kısmen de olsa başarılı oldum:)



amerikada yaşayan arkadaşım işte bunlardan biri. aslında oraya gidişi bir nevi benim sayemde oldu. yüksek hemşirelikte okuyordu ama utandığından dolayı kimseye söylemiyordu. herkese laborant olacağım diyordu. onun bu bakış açısını değiştirmeyi ve onu okulundan mezun etmeyi başardım. yüksek hemşirelik olunca hemen amerikan hastanesinde iş de buldu. gece gündüz çalışıyor da olsa zevk almaya başladı. yaklaşık 6 ay sonra gösterdiği azmin sonunda 3 aylığına houston memorial hastanesine staja gönderildi. orda kaldığı sürede işini ayarladı. geri döndükten 1 sene sonra temelli amerikaya yerleşti. ordada master yapıp yönetici hemşire olarak çalıştı. kendine bir amerikalı dişçi buldu, evlendi. şimdi de dünyayı dolaşıyor:)



diğer ev arkadaşım ise çok daha havai ve çılgındı. e biraz da -özellikle de erkekler konusunda -ayrangönüllüydü. okulundan mezun olduktan sonra ingiltereye 3 aylığına dil okuluna gitti. orda kendine bir italyan buldu. italyada evlendi ve oraya yerleşti. orda yaşadığı dönemde marie claire dergisinde çalıştı. ancak 5 sene sonra boşandı ve türkiyeye geri döndü. beraberinde de dergiden tanıdığı bazı adamlarla ortak olup bir firma kurdu. oldukça iyi birkac markanın mümmesilli oldu. hatta bana da ortaklık teklif etti. ancak ben onun maymun iştahını bildiğim için cesaret edemedim. bir dönem bu çılgınlığı tavan yaptı ve kendinen 10-12 yaş küçüklerle falan takılmaya başladı ( gerçi şu sıralar moda bu durum ) ben de o dönem korkunç bir depresyonun eşiğinde grup tedavilerine gidiyordum ve onu da sürüklemeye başladım. ben düzelemedim. ama ona bu tedaviler çok iyi geldi. ben bıraktıktan sonra bile o devam etti ve toparlandı.. şimdi ise kendini işe verdi ve maddi anlamda süper kazanmaya başladı. yıln 6 ayını italyada geçiriyor.



onları adam eden ben ise k..çımın üstüne oturdum ve bu hiç bir zaman sevmediğim ülkede kaldım. oysa yurtdışında yaşamak benim hayalimdi. onu yapamadğım gibi hayatımı verdiğim salak kararlarla inanılmaz bir çıkmaza soktum. daha önceki çalıştığım alman şirketinde inanılmaz bunaldığım ve yönetimle çatıştığım zaman 9 senemi heba ederek istifa ettim. 6 ay sonra yönetim değişti ve benim asistanım pozisyonundaki yarım akıllı insanlar benden daha üstün hale geldi. hamile kaldığımda çalıştığım işyerim ise çok yoğun ama bir o kadar da iyi bir firmaydı. maalesef çok uzağa taşındıkları için geri dönemedim. bu sonuncusundan bahsetmeye bile gerek yok. inanılmaz bir hayal kırıklığıydı. şu an yine evde pinekliyorum.

şimdi bir ben kendi hayatıma bakıyorum, bir de onlarınkine ve anlamaya çalışıyorum. ben nerde hata yaptım ?arkadaşlarımı çok seviyorum ama çok da kıskanıyorum, onlara çok özeniyorum. çünkü benim hayalimi yaşıyorlar. üstelik bu konuda mütevazi olamayacağım:) benim sayemde yaşıyorlar.



peki bu nedir ? şans ? kader ? azim ?