ilkler deyince aslında akla hep ilk emeklemesi, ilk yürümesi, ilk konuşması,ilk dişi falan gelir. ama ben farklı bir ilkler listesi yapacağım :)
ilk çiçeği
allahım ne dua etmiştim, babasına benzemesin diye. ve sanırım benzememiş:) çünkü ilk çiçeğimi aldım. babasıyla olan 16 senelik birlikteliğimde toplasan 3 kez çiçek almışımdır. ama oğlu daha hızlı çıktı:) umuyorum böyle de kalır..
ilk iltifatı
geçen hafta biraz güneş yüzü görünce hemen kısa kollular çıkar ya meydana.. ben de yeni üstü allı pullu bir tshirt almıştım. beni öyle süslü pek görmediği için önce şöyle bir süzdü, sonra da " anne çok güzel olmuşsun" dedi :)
ilk aile resmimiz
üstüne tıklayınca hangi şeklin anne baba ve çocuk olduğunu daha iyi göreceksiniz. burdan pek birşeye benzemiyor :)
ilk "seni seviyorum"
yine geçen hafta içinde bir gün uyanır uyanmaz yatağımıza geldi ve daha gözleri bile açılmamışken söylediği cümle şu oldu : " anne biliyolmusun ben seni cook seviyom". rüyasında mı gördü acaba :)
ilk koruma
memleketimin dizisi " asi" yi seyrediyoruz. bizim meşhur avlulu taş evleri görünce birden heyecanlanıyorum. " ah keşke şu evlerden birinde yaşasak. ne güzel olur " diyorum. benim çok 'sağduyulu' kocam " ay saçmalama . ne işimiz var o garip evlerde " diyor. bu arada ortamızda oturan bücür hemen ayağa kalkıyor ve elini omzuma atıyor " anne. sen melak etme. ben seni götülülüm ":)) diyerek beni pıpışlıyor. e artık kocaya ihtiyacım var mı :)
aslında bu tarz çok güzel hareketleri var ama bu alık annesi bir yerlere not etmeyi hep unutuyor:(
şimdi de incilerimiz:
çiğnemeyi yeni öğrendiği için şu sıralar sürekli ağzında sakızla dolaşıyor ve saatlerce ağzından çıkarmıyor. daha önceleri şeker gibi yuttuğu için ona çok kızardım. geçtiğimiz akşam yatmaya hazırlanırken hala ağzında sakız var.
anne : oğlum yutsana artık şu sakızı.
can : olmaş anne.
anne : neden ?
can : e sen bana yutma dedin ya. o yüzden çiğniyorum hala.
anne : o zaman bana ver. ben atarım.
can : olmaş anne.
anne : neden ?
can : bunun üstünde boya val. elin boyanıl.
anne o zaman sabredemez ve yerinden fırlar. oğuldan da şu ses çıkar : tamam anne. yuttum
reklamları izliyoruz. ama ben televizyona ters oturduğum için seyredemiyorum.
can : anne ben yagmul yagınca bundan alıcam.
anne : neyden aşkım ?
can : olkid
anne : nasıl yani ???!!!
can: e anne bak yağmurda onu kullanıyollar.
orkidi şemsiye şekline sokan o reklam yazarını allah bildiği gibi yapsın !?
akşam banyo ertesi saç kurutuyoruz. bir noktada fönü fazla tutmuşum.
can bağırıyor: anne yandırdın beniii..
babası alıştırmalı bir boya kitabı almış. ona dalmış birşeyler yapıyor. birden kafasını kaldırıyor ve bana sayfadaki bir resmi gösteriyor .
can : anne bu kim ?
anne : robin hood oğlum...
can : hayıl anne.
anne : e kim peki ?
can : peter pan o.
anne : sen peter panı nerden biliyorsun ?:)
can : e okulda göldüm ya !!
ne kadar cahilim ben !:)
heyecan içinde birseyler boyayıp kesmeye çalışıyor.
can : anne bu makas kesmiyo.
anne : sen kesemiyorsun bence.
can : e öğret o zaman anne ! ( üstelik bunu söylerken de gözlerini deviriyor:) )