27 Nisan 2012

taş gibi..

maalesef yine berbat ötesi bir öğretmene düştük.
bu defa da kaba kuvvet yok ve Can da seviyor onu.
ama bana göre eğitimi sıfır. mesela en önemli
noktalardan biri olan verilen ödevleri kontrol etme gibi bir
alışkanlığı yok. dolayısıyla çocuklar da umursamıyorlar..
işte bu ders yaparsın, yapmam kavgaları bir gün çok şiddetlendi.
bana bu denli diklenmesine tahammül edemedim, epey bir
fırçaladım ve yasaklar sıralandı. anneanne tampon bölge,olaya
el koydu.ağıt figan halindeki Can beyi odasına götürüp
sakinleştirmeye çalışıyor :

aa : oğlum .. neden bu denli itiraz ediyorsun ?

can : ama anneanne, olmuyor işte, çok ders verdi. yapamadım.

aa : ama o zaman arkadaşına oyuna gitmek yerine eve gelip ders
çalışsaydın. neden şimdi yatma zamanına yakın söyledin ?

can : of anneanne, söylesem ne yazar ? ( cevaplara bakın !!)

aa : bak Can. ben bile kızıyorum artık..

can ağıt halini fazlalaştırarak acındırma dozunu artırıyor: anneanne lütfen..
ama bize o kadar çok ders veriyor ki bazen , hani olur ya çok ağır bir taş
verirler kucağına, sen de onu taşıyamazsın. işte öyle birşey..yapamıyorum
anneanne.. yapamıyorum !!

doğru söze ne denir..

26 Nisan 2012

uf olduk...

görünmez kaza denilen şey bu olsa gerek..

kuzeni ile birlikte bahçede eğlenirken bir çığlık ile

yere kapaklanması bir oldu..

sonuç : 2 kırılan ön diş.. patlayan dudaklar..

allah şükür düşen dişler süt dişleriydi ve sallanıyordu.

asıl dişlerinin önünü açtı ama acılı oldu:(








23 Nisan 2012

Anıtkabir...

ziyareti yaptık geldik. hem de günübirlik. 6 saat gidiş ..6 saat dönüş şeklinde..

ama olsun tüm bu yorgunluk işte bu görüntüler için değerdi..öyle değil mi ?

17 Nisan 2012

haftasonundan..

önce bu filme gittik.. süperdi.. konusu, görüntüleri, diyaloglar gerçekten de
çocuklar içindi. en azından şiddet ve tuhaf ürkütücü tiplemeler yoktu.
tavsiye ederim..
ama yine de algıda seçiçilik :) konu ağaçların kesilmesi, herseyin plastik olması,
havanın kirlenmesi gibi oldukça önemli konular iken benim oğlanın tepkisi
patlamış mısırların eşliğinde..:

--aa anne çocugun motoruna bak.. tek tekerlekli.. süperrr:)




havada güzel olunca vazgeçilmezimiz scooter'ımız ile birlikte Florya sahiline
gittik. önce mız mızlığı had safhada olan küçük adam ordaki taşların üstünde
yürümeye bayılınca nerdeyse İBB tesislerine kadar yürüdük.
ve sonrasında da feci bir yağmura yakalanıp döndük:(

her konuda da olduğu gibi can beyin yorumu : of anne ya.. 4 mevsim yaşıyoruz artık ..

12 Nisan 2012

erken ergenlik..


başladı sanırım..

10 Nisan 2012

dinlenmek mi.. yorulmak mı..

gerçekten şu  haftasonlarında dinleniyor muyuz, yoksa daha da mı yoruluyoruz.
henüz tam anlayamadım. 

allaha şükür yeşilin, ağaçın , parkın bol olduğu bir semtte oturuyoruz, yürüme
mesafesinde denize yakınız. ama yine de bu güzelliklerden gerçekten yararlanamıyoruz.
haftasonları istanbulun her noktası çünkü cehenneme dönüyor. arabayla çıksan
trafiğe takılıyorsun, gittiğin yerde park yeri bulamıyorsun, bulduğun yere de okkalı
bir para veriyorsun. sabahın köründe yollara dökülsen bunun anlamı da dinlenmek
olmuyor. arabasız gidiyorsun, minik beyimiz herşeye mızmızlanıyor. şehzade ya..
ayakta bir yerlere gitmek istemiyor..yakın mesafe de gitsek bu inatı beni deli
ediyor. herseyi bi yana bıraktık ve gidiceğimiz yere ulaştık diyelim, bakıyorum ki
her yer çöp içinde .. hele o çekirdek çöplerine illet oluyorum bu şehirde..etrafta
tuhaf insanlar.. hatta bir gün bi tanesi Can 'ı  sahildeki bir çay bahçesinde
uyarmıştı. köpük makinasından çıkan köpükler yemeğe uçuşuyormuş. adamın
üstüne uçmamı annem engellemişti. be adam o zaman açık hava işin ne. ininden
hiç çıkma. 

bana kalsa ben evden hiç çıkmayacağım da, sonucu bi önceki postta
dönüşüyor.  monotonluğa.. kendimi bir yana bırakıp onun en sağlıklı
şekilde eğlenmesini istiyorum.. ama bu gittikçe zorlaşıyor.. sizler ne yapıyorsunuz ?

9 Nisan 2012

monoton hayat..


işte şu sıralar hayatımızı bundan daha iyi birşey anlatamazdı..
kendince günlük plan yapmış.. anladım ki acilen başka şeyler yapmalıyım..

3 Nisan 2012

her daim..


önce doğruyu işaretlemiş..

sonra silmiş ve asıl doğru olanı seçmiş..

her daim kalbimizde.. izindeyiz..