8 Temmuz 2009

bir sinema işkencesi..


bakmayın onun böyle cin ali gülüşüne. adam beni deli etti o gün.

neymiş adamı sinemaya götürmüşüm.

neymiş adamı üstelik 3 d salonuna geçirmişim.

neymiş bana göre en başarılı animasyonlardan birine gitmişiz.

neymiş bir daha uzuuun bir süre bu oğlanı sinemeya götürmeyecekmişim...

ilk sinema gidişimizde başlamıştı bu garip tepkiler. ama yaşına vermiştim

o dönemde. sonraki sene 2. bir deneme daha yapmıştım. buraya

yazmadığım bir çocuk filmleri festivali maceramız daha olmuştu sonu

ilkiyle aynı olan. ama nerdeyse 5 yaş olmasına dayanarak götüreyim

dedim. itiraf ediyorum ben de görmeye can atıyordum :))

ancak daha ilk girişte başladı mızmızlanmalar. ben birsey yemek

istiyom, dondurma istiyom, oyuncak istiyom. ilk tepki dalgasından

kurtulduk, içeriye girdik. bu sefer reklamlardan sıkıldı. yahu çocuk

da haklı . seans başlama saatinden sonra 30 dakika reklam olur mu!

e haliyle film başlamadan sıkıldı. film başladı. bu defa da gözlüğe

taktı. ben bunu takmam. kafamı acıtıyor, kulağımı acıtıyo. ne

yaptıysam ikna edemedim. ilk yarı bitti ve bu defa da mısır

istiyom, gazos istiyom diye tutturdu. ben de almadım. ne yalan

söyliyeyim. küçüçük bir poşet patlamış mısıra 6 tl vermek

içimden gelmedi. zaten adam her an fikir değiştirdi. o karar

verene kadar da 2. yarı başladı. tepki daha da büyüdü.

ben eve gitmek istiyorum diye bağırmaya... oğlum yapma

etme , bak anan da seyretmek istiyor :) diyemedim tabii:)

epey bir ikna çabaları ve bazı rüşvet teklifleri sonucunda

az da olsa sesini alçalttı..


2. yarının ortasında eli sürekli önündeydi. oğlum çiş var mı

diye sorduğum halde yok dedi. ama çıkar çıkmaz tuvalete

koşturdu.

anne : oğlum neden söylemedin içerde? onun için mi

çıkmak istedin ?

can : evet anne.

anne : yahu can. yanımda şişe vardı ya.

can : anne olmaz. çok ayıp olurdu !

anne : karanlıkta kimse görmezdi ki.

can : olşun anne. çok kişi vardı.


bak işte. bir de çocuğun günahını almışım :))))

seyretmek istiyormuş da çişi varmış meğer:))


bu arada gittiğimiz film de elbette bu :