18 Ekim 2006

tatile gidiyoruz..

maalesef koca bir yazi bir yere gidemeden gecirdik. kocis cok yogun calisiyordu ve devamli seyahatteydi.. bu bayram tatilini firsat bilerek gidelim bakalim birkac gunlugune dedik.. umarim hava da su anki gibi olmaz da deger o kadar yola gittigimize. adrasana gidiyoruz. yesillik. sessizlik. huzur. bulacagimi umdugum seyler..

15 Ekim 2006

aylar sonraki taksim maceram..

universite dönemimde en sevdigim yerlerden biriydi beyoglu.. saatlerce fransız konsoloslugunun onundeki banklarda oturup gelen gideni seyrederdim.. simdi ne bank kalmış ne de eski tadı.. ozellikle tunele kadar gidip alman kitabevine ugramayi severdim. mutlaka bir - iki kitap alip geri yukarıya yürürdüm.. atlas pasajına ve aznavura mutlaka ugrardım.. zaman ilerledikçe arka sokaklarını keşfetmeye başladım :) mesela balıkpazarını, mesela asmalımesciti, mesela sıraselvileri. bu mekanlardaki tüm bar ve meyhaneleri denedim. ozellikle balıkpazarındaki asrın ve imroz en favorilerimdendi. hepsi geçmişte kaldı. bir donem cok yoğun çalışmaya başladım ve artık ev bana çok daha çekici gelmeye başladı. hafta sonları dahi evde kalıp kitap okumak ya da tv seyretmek daha cok hoşuma gidiyordu.. zaten kısa bir süre sonra minik bir can katıldı aramıza:) istesem de artık pek gidemezdim..
bu hafta sonu kendime izin ilan ettim.. oğluşumu anneanneye bıraktım ve aylar sonra bir beyoglu turu yapmaya karar verdim.. hiçbir şey eskisi gibi değil.. sanki her yer mağaza ve cafe olmuş.. zencefili goremedim.. atlas pasajı içindeki sedef eşyalar satan dükkan artık bir mağaza olmuş.. peranın köşesindeki kitapçı artık bir cafe .. yine peranin icinde bir swatch bayii vardı.. bir donem saat merakımı ( daha dogrusu swatch merakımı :) ) hep o dukkandan karşılamıştım.. uzuldum.. birçok şey gibi burası da bozulmuş geldi bana.. neden hersey bu kadar hızlı ve olumsuz yönde degisiyor bu şehirde ? neden güzel olanları yok edip sadece para kazanmaya endekslendik ?

8 Ekim 2006

e biraz da olumlu seylerden bahsedelim..

degil mi ama ? hep şikayet hep dırdır.. evet olumlu seyler de var hayatimda. en onemlisi etrafımdaki insanların gercek yuzunu gordum artık. onlardan uzak duruyorum. onların pek umurunda oldugunu sanmıyorum gerci. ama en azından artık ben neden, nicin diye kafamı yormuyorum. digeri ise kociş.. garip bir şekilde bana ve ogluna, özellikle de ogluna cok düşmeye başladı. artık bir koca ve bir baba oldugunun sanırım farkında. ve bundan da kaçamayacagının :) oysa işten ayrılıp oğluma ben bakacağım dediğimde başlamıştı problemler. sanki yıllar boyu çalışan ben değildim. ve birçok zaman maddi ve manevi ondan cok daha üstün poziyonlarda.. aylarca beni köşeye sıkıştırmaya çalıştı. kendimi gerçekten çok aciz hissetmeye başlmıştım. ev ve çocukla ilgili herşeyi bana yıktı. o çalışıyordu ya.. onemli olan oydu... bunları artık aştık galiba.. ya da yaşlanıyoruz sanırım :) sizce ?

hersey boyle rahat olsa ...


oglum cok rahat. annesinin aksine allaha şükür:) gittigi her yerde kendini sevdirmeyi bilir. daha 7 aylikken bile etrafa gülücükler atarak pozitif bir enerji yayardi. aglamayı sevmezdi. e şimdi artık büyüdü. hatta kızları sıkıştırmaya bile başladı. ama her kızı da degil. gerçekten güzel kızları:) onun bu rahat halini cok seviyorum. benim cekingenligimden birsey almamasından dolayı cok mutluyum. ondan ders almalıyım sanırım :) cocukların bu saf ve onyargısız yaklasimlari herkese ornek olsa dunya ne kadar rahat olurdu. degil mi ?