6 Mayıs 2008

jamie oliver..



bu ismi tanır mısınız ? henüz daha 33 yaşında olmasına rağmen ingiltere' de mini bir ilah. üstelik de ne bir şarkıcı, ne bir aktör ya da sporcu. o bir ahçı !!
yemek konusunda çok beceriksiz oduğum için yemek programlarını seyretmeye ve yemek bloglarını okumaya bayılıyorum. birkaç sene önce evde oturmaya başladığım dönemlerde keşfetmiştim bu adamın yemek programlarını. diğerlerinin aksine bu adamın hazırladığı herşey hem kendine özgü ve başka bir yerde yok, hem de seyretmesi çok zevkli. özellikle de konuşması ve şivesi inanılmaz çekici :)
aslında bu adamı özel kılan başka sebepler de var. bu genç yaşına rağmen birçok yardım olayına el atmış durumda. özellikle de iki konuda süper işler yapıyor. birincisi ingilteredeki okul kantinlerindeki yemekleri sağlıklı hale getirmek için savaşıyor, diğeri de sokaktan topladığı ve hiç kimsenin adam olacağına inanmadığı çocukları alıp yetiştiriyor. hatta onlarla birlikte şu an ingilterede çok sükse yapan bir lokantalar zinciri bile işletiyor. yani yemek programının yanında bir de bu faaliyetlerinin televizyon progamlarını da izleyebiliyorsunuz. elbette bu işlerden çok da para kazanıyor, ama bu paranın çoğunun da bu kimsesiz çocuklar için kurduğu vakfa gidiyor, muş:)
benim en cok dikkatimi çeken bu okullar ile ilgili olan çalışması. ordaki çocukların yediklerini seyrettikçe inanasım gelmiyor. anne babanın da bunlara izin vermesi daha da bir şok edici.
yedikleri % 90 abur cubur, kızartma ve asitli içecekler. jamie oliver bazı pilot okullarda tüm yemek listesini değiştirerek bunu önlemeye çalışıyor. ve en inanılmazı da çocukların itirazının yanında anne babalar da itiraz ediyor bu yeni listeye ..:(
bizim küçük neslimizin de bu yönde doğru gittiğini gördükçe panik oluyorum. ne yaparsak yapalım sanırım bazı şeyler de içgüdüsel oluyor, onu da anlamaya çalışıyorum. benim oğlum mesela yemesine izin verilmesinden bu yana meyve ve sebzeleri bayılarak yerdi. yemek konusunda allah şükür hiç problem yaşamadık. hele armut elma rendesine bayılırdı. salatalık, havucu kemirererek dolaşırdı, hatta taze soğana bayılırdı:) ben de herseyin tazesini ve sağlıklısını yapmaya çalışarak onu besledim. hamburger tarzı şeyler hiç yedirmedim. hala da pek bilmez. sosis, salam, sucuk gibi yiyeceklerin evimize girmez idi. ta ki 3 ay öncesine kadar. sucuğu hiç istememe rağmen anneannesinde tattı bir gün. o gün bugündür sucuk diye sayıklıyor. bizde ara ara pazar günleri yiyoruz ya da bazen makarnaya katıyoruz. sosisi ise bir gün pizzanın üstünde kullanmıştım. sayılı olmasına rağmen onu da keşfetti :))mecburen sosisi de ayda bir falan yapıyorum artık.
maalaesef yemek isteği çok değişti. korktuğum başıma geldi ve hep katı yiyecekler istemeye başladı. yani köfte, patates, pilav, makarna istiyor. çorbaya ağzını sürmüyor. sebze ağzına geldiği zaman ise tükürüyor !! işte o zaman deliriyorum. acaba diyorum bu şeyler gerçekten içgüdüsel mi? insanlar yaşadıkları döneme göre bu şekilde uyum mu sağlıyor ?
yuvanın yemek listesinde ise hep sebzeli yemekler ve mutlaka çorba oluyor. yuvadakiler yemeklerde hiç problem çıkarmadığını söylüyorlar. ben de öyle olmasını için gerçekten dua ediyorum.
organik ürünler ise başlı başına bir konu. bana göre türkiyede bu şekilde satılan ürünlerin bir çoğu organik değil. herşeyde oduğu gibi bu konuda o kadar çok firma ve web sitesi türedi ki. öyle olması için suyundan toprağına kadar adımın organik olması ya da kesinlikle ilaçlama yapılmaması gerek mesela. bu firmaların kaçta kacı acaba bu kurallara uyuyor? ve en önemlisi bu adamları kim denetliyor ? normalin iki katı fiyata satmak haricinde bir işe yaradıklarına inanmıyorum.
yakında bize de bir jamie oliver gerekecek diye düşünüyorum..
bu arada konuya uygun iki de incimiz var :)
geçen gün o içerde oyuncaklarıyla oynarken ben yemeği yapıyordum. bitirdiğim anda yanımda bitiverdi :
"anne burası sucuyklu makayna kokuyo"
ne yaptığımı görmemesine rağmen nasıl da işlemiş şu sucuk çocuğa :)
yine bir kaç gün önce birkaç çileği kurtarma adına hazır kek ve pasta kreması ile bir çilekli bir pasta yaptım. e çocuk bu tarz hareketleri ben de görmeyince yer yemez şu yorumu yaptı :)
" anneee, eline şağlık, bu şok güzel olmuş " yahu babasından bile kırk yılda bir duyduğum şu " eline sağlık" cümlesini ben bu bücürün ağzından duydum ya ......:))))

3 yorum:

Ferhanca dedi ki...

Denizcim, ben şu jamie yaya bayıldım..ne harika bir adam her eve lazım:))ülkeye mi desek..

Oğluşun bak tam bir Türk çocuğu sucuğun kokusunu nasılda tanıyor aferin ona:))
Sebze yedirmek istiyorsan tek yemek çıkar önüne belki mecburiyetten yer, sebzeye alıssa iyi olur tam zamanı geçmesin sonra basa çıkamazssın..
sevgiler.

Nihan dedi ki...

Jamie Oliver'in bir ozelligi de klasik unlu seflerin aldigi egitimlerin hicbirini almamis olmasi, bu isi tamami ile babasinin islettigi pubda ogrenmis olmasi. Ben de cok begenirim kendisini.
Bu arada Nazlis da okulda sebze yiyor ama eve gelince sebzenin sadece okulda yenilecegini iddia ederek surekli makarna vs. istiyor. Cocuk iste.

denizanasi dedi ki...

ferhan.. evet ya.. türklük bu olsa gerek :)))

nihan.. bak bunu bilmiyordum. hayranlığım bir kat daha arttı:)