13 Mayıs 2008

tiyatro...

tiyatro ve sinema son 5 sene öncesine kadar vazgeçilmezlerimdendi. ancak o dönemdeki iş değişikliği ve ardından da beklenmedik bir bücürün gelişi ile maalesef gidemez oldum.

oğlumun da benim gibi özellikle tiyatroyu sevmesi için ne yapabilirim diye düşünürken yuvamız bu konuda da çok faal çıktı. nerdeyse 10 günde bir sadece yuvalar için hazırlanan çocuk oyunlarına gidiyorlar. iki başarısız sinema denemesi ertesi tiyatrodan da sıkılacağından çok korkmuştum. ama korktuğum gibi olmadı. çok severek ve hatta tüm diyaloglara katılarak seyrettiğini söylüyorlar. bunun elbette salonun hıncahınc yaşıtlarıya dolu olmasıyla da ilgisi var diye düşünüyorum:). ama sonuçta tiyatro seyretmeyi öğreniyor. sanırım en önemlisi de bu.

geçen gün gizlice servisle salona gelişlerini izlemek için tiyatroya gittim. beni görmemesi için epey çaba harcayıp buz gibi bir havada tam yarım saat bekledikten sonra yuvaların servis araçları gelmeye başladı. kimisi kıkır kıkır gülerek, kimisi sürekli konuşarak, erkek çocuklarının nerdeyse tümü de birbirini ite kaka sıra sıra girdiler içeri bu minicik dünya güzeli varlıklar:)

ama iki olay beni çok üzdü. bir yuva çok küçük bir grup getirdi. henüz 2 yaşında bile olmadığını düşündüğüm minicik çocukları sürüklüyorlardı. kimisi yeni uykusundan uyanmış gibiydi. ( hiçbirinin üstünde dogru dürüst kaban bile yoktu, ki o gün korkunç bir rüzgar vardı. böyle birşeye izin verdikleri için o anda o anne babaya çok kızdım. onlar henüz bunları anlayacak yaşta değil ki. o saate belki daha uyuması veya oyuncakları ile oynaması gerekirken sabahın o ayazında ve yuvanın " bakın biz çok faaliyet yapıyoruz" imajına uygun olsun diye sürüklenmişlerdi:(

diğer olay ise tam şok ediciydi. 8-9 yuva minibüs şeklinde servis araçlarıyla geldiler. ama bir tanesi buna gerek duymamıştı. bildiğimiz 4-5 kişinin ancak sığdığı binek arabasından tam 8 çocuk ve iki öğretmen indi ! gözlerime inanamadım. o anda çocuklarımızı aslında hiç ama hiç tanımadığımız bu insanlara nasıl teslim ediyoruz diye kendi kendime söylenmeye başladım. bu nasıl bir sorumluluk anlayışıydı ki bu yuvanın gösterdiği ?? acaba veliler bunu biliyorlar mıydı ? eve dönerken neden bu yuvanın adını öğrenmediğime de çoook kızdım.

5 yorum:

Nihan dedi ki...

Tiyatro gruplari genelde Nazlilarin okullarina geliyor ama yarin ilk defa tiyatroyu tiyatro salonunda seyretmeye gideceklerdi, yazini okumam pek iyi olmadi. zaten yine burnu akiyor, herhalde gondermeyecegim.

Ben Ona Resmen Asigim dedi ki...

Bende tiyatroya götürmek istiyorum ama ne zaman uygun olur onun için bilemiyorum. Bora temmuzda 3 yaşında olacak ama uzun süreli hiçbir şey seyretmediği için sıkılır mı bilemiyorum. Bir sürü değişik dvd almıştım hiçbirini seyretmiyor. İlk hangi oyunla başlamak lazım , tavsiye edebileceğin oyunlar var mı? ya da asla gitme diyeceğin.

уαѕємin... dedi ki...

yuvalar bu konuda gerçekten iyi tiyatro sinema denemeleri ve yaşıtlarıyla olması onlar için gayet eğlenceli oluyor..

biz de en kısa zamanda yarım bıraktığımız yuvaya başlıcaz inş...

o kadar çocuk tıkış tıkış o arabaya nasıl sığdırmışlar pes diyorum yanii pesss

Tabiat Ana dedi ki...

geçenlerde bu arabaya koyup parka getirme olayına şahit olmuş annemde onlar bıde ıkı partıde getirmişler çocukları ve ıkıncı partıde arabada soforden başka buyuk yokmuş balık ıstıfı çocuk.Kımlere emanet edeceğiz yahu bu çocukları valla ben korkuyorum bazen:(

denizanasi dedi ki...

nihan... tüm yuvaların geliş şekli kötü değildi. bizimki mesela azami dikkat etmişlerdi. gelen 8 yuvanın içinde 2 tane:( ama bence onu yine de salona gönder. oranın havası ayrı bir güzel.

boranın annesi.. 2,5 yaşındayken ilk sinema deneyimi yaşadık. sonu hüsrandı. ilk yarıdan sonra sıkıldı. 6 ay önce yine bir deneyelim dedik. ama yine olmadı. ama tiyatroya yuvadaki çocuklarla gidince zevkle gidiyor. oyunlar da tümüyle yuva çocukları için. yuvayla çok sık gittiği için bir de benle gidip sıkılmasın dedim. :( maalesef o yüzden tavsiyede bulunamıyorum.

tabiat ana.. aynen.. o kadar çocuk nasıl oturdular. hala düşünüyorum.